y o l y o l y o l

Yol

Yol bir gidiş bir geliş
Yolcular safta
Kar bir karış
uzar bu varış
sisler bürünmüş camda
Uyusan biter mi uyansan var mı hala?
Dursan el gitsen özge
bir sabır cigarası daha

Gözleri fersiz
göğü yıldızsız bir mola
Boğazında acı
rengi tatsız bir çorba
Alelacele bir bardak çayla
Kalsan nere gitsen nere
Kıble şaşmış yolda

Kolonya sulanmış
soğan kokmuş koltuklar
Sırtına yuvalanmış
yoldan yadigar ağrılar
Başlardan lekeli
sağlı sollu bütün camlar
Dursan kimle kalsan ner'de
Rakımlar, nüfuslar
ve fosforlu tabelalar

Memleketsiz bütün yolculuk
Uykusuz ve uykuda yolcular
Ne yesen yolda
ağzında hasret tadar
Köprüler kavşaklar sarı sarı ışıklar
Nereye gider nerede biter bu yollar?

Sana gelmedi mi
çıkmaz sokak bütün şehirlerin arası
Yastığıma sığmaz
elin değmese bitmez bir boyun ağrısı
Yakınlaşan her bir şerit
yolun bende yarası
Hasretinin rengidir yerde
asfaltın hüzünlü karası

Tarlalar
Sürüm sürüm tarlalar
Ufkuma duvar tepemde uçar
kara kara alıcı kargalar
Bir durur bir döner camlarda bulutlar
Sana gelmedi mi
çıkmaz sokaktır bütün yollar

Ayaklarım üşür başıma sancıdır yollar
kenarlarında nöbet bekler kırmızı gözlü babalar
Bir bardak su istesen diline gurbet tadar
23 no'lu koltukta bir yolcu
için için ağlar
Sana gelmedi mi
çıkmaz sokaktır bütün yollar

dahası ve dahası...

Seni sevmekten daha uzun ne var,
Seni sevmek tamı tamı ölçüsünde
uzun bir musalla kadar...

murat serdar